Aralık 11, 2010

Ben dusunurken havalara bir seyler oldu.

Her sey Beylikduzu tarafinda oturan arkadasimla dalga gecmemle basladi. Ben balkonda cay keyfi yaparken o orda usuyordu. Fakat Balkan'lardan gelen soguk hava dalgalari biz Uskudarlilari da etkilemekte gecikmedi. Simdi tum ulke olarak usuyoruz. Ama bizim ev buna dahil degil. Cunku ev sahibimiz, kendisi ayni zamanda apartmanin da sahibi ve karsi komsumuz, yasli bir beyefendi oldugu icin bizden daha fazla usuyor. Bu yuzden kaloriferler deli gibi yaniyor, deli gibi!

Az once popomu kalorifere dayayip pencereye tunemistim, disarisini izliyordum. Kimi kandiriyorum, sigara iciyordum. Neyse, bi' an sokakta bir sey haraket etti ben de kedi zannetim. Sonra su an sokakta olan hayvanlar geldi aklima. Cok usuyorlardir diey dusundum, akabinde evsiz insanlar oldugu aklima geldi. Hepinize oluyor bence bu. Bir sey akliniza geliyor ve dusunmeyi durdurdugunuzda cok sacma ve alakasiz bir seyi dusunuyor olursunuz. Bana cok oluyor bu. Mesela sandalyede otururken sirtim agriyor, agriyor kesici icmeyi dusunuyorum, sonra annemin kas gevsetici icmemi tavsiye eden sesini duyuyorum beynimde, hem apranax cok agir diyorum, apranaxin kalbe zararli oldugu aklima geliyor, eskiden bunu bana surekli hatirlayan eski sevgilim aklima geliyor, sonra onunla ilgili bir sure dusunuyorum, sonra ondan onceki sevgilim aklima geliyor, Melih, tam Melih'i ne kadar ozledigimi dusunurken ikisini kafamda karsilastirmaya basliyorum. Matematik calismam gerektigini hatirlamamla bu yarim saatlik seans sona eriyor. Bunun gibi binlerce sey dusunuyorum iste. Sadeece sirtimin agrisindan cikiyor, nerelere variyor.

Tesaduf var mi bilmiyorum ama shuffle diye bir seyin varligina inaniyorum. Melih'ten bahsedince bunalim sarkilarimdan birini acti iPod cunku. Tabi bunun bunalim sarki bolluguyla da alakasi var. Simdi oran oranti ihtimal hesaplari falan yapardim ve sizi matematik bilgimle ezerdim ama bu bunyede oyle bir matematik bilgisi ve oyle bir enerji yok. O yuzden simdilik dusunmekle yetinin.

Yorgunluk her seyi aksatmama yol aciyor. Kronik yorgunluk kaynakli kronik aksaklik hastaligina yakalanmisim.

Bir daha burayi aksatmayacagim. Soz. - siz bana inanmayin cocuklar.

Ekim 13, 2010

Tarla Fareleri.

Cunku sen, harikalar diyarindan gelmis bir pastane isletmecisiydin. Bense gerceklikle ayni yatagi paylasiyordum. Senin bu kadar mukemmel olmana inanmak benim icin dogaustuyaratiklar'a inanmaya benziyordu. Sen bir insandin, ve bunu hepimiz biliriz ki tatlim, insanlar mukemmel degildir. Kimse degildir. Sen de degilsin. "kotusun sen, dost tutamayan bi' yanin var mesela. gibi." Ama hayir! Bu seninle ilgili degil ki. Sadece herkes insan. Kedilerle ya da tarla fareleriyle arkadaslik yapsak mesela, boyle olmaz ki. Nasil olur bilmiyorum tabi, ama boyle olmayacagi kesin. Ben ucan hayvanlarla arkadaslik kuramazdim, bunu biliyorum. Secici yanimi hic kaybetmeyecegim sanirim. Bazi seylerin karsimiza cikmasina kader sebep olur, -evet ben buna inaniyorum, kader diye bi' sey var. Zaten evren tum bu seylerin gerceklesmesini istiyorsa gerceklesir. Biz buna dur sus diyemeyiz. Tabi her seyi onun eline de birakamayiz. Bize bazi isaretler gonderir ve biz de farkina varmadan o isaretleri goruruz ve ona gore hareket ederiz. Cok ciddiyim, fark etmeden goruruz. Cunku o an duruma o kadar odaklanmis oluruz ki, gerceklesen herhangi bir seyi, ornegin bir ilerlemeyi ya da gelismeyi, evrenin gonderdigi bir isaret olarak gormeyiz. Sadece goruruz. Bu tarz seylere benim gibi kafa yoran insanlar oldugunu biliyorum. Senin bizden biri olup olmaman hic onemli degil. Cunku biliyorum ki benden birisin.

Sen. Nerdesin?

Ekim 10, 2010

Ruh, Bal ve Lokum.

Canlarim, Dunya Ruh Sagligi Gununuz kutlu olsun!

Benden baska ne bekleyebilirsiniz bilmiyorum. O kadar duyarliyim ki, kimsenin haberdar olmadigi boyle bir gunde ruh sagligi bozuk olan herkes icin elimden geleni yaptim. Babama kek ve cay yaptim. Bazi seyleri duzeltmeye en yakininizdakinden baslamaniz gerekir. Ben de yardim etmeYe en yakinimdan basladim. Saka bir yana, bugunun bi' onemi oldugunun farkinda degildim. Giller 365 gun ogrenci ajandasi kullaniyorum da, kedilisinden, orda yaziyordu. Sonra girdin internete arastirdim. Yani google'a yazip wikipedia'ya baktim demek istiyorum. 1992'den beri kutlaniyormus. Belirli bir yardim konusu belirlenip onun hakkinda calismalar yapiyorlarmupis. Cok iyi degil mi? Bence oyle. Orda bi' yerde bizi hatirlayan insanlar var. Bilmek guzel.

Bal ve Lokum da bugunun kedileri. Doktor Zerrin Dede'nin. Kendisi Izmir'de yasiyor. Zerrin Teyze, once Bal'i evine almis. Bal bes yasinda ve erkek. Sonra tabi kedi asigi olmus falan. Komurlukte Lokum'u bulmus sonra, Lokum da bembeyaz bir kedi, disi kendisi. Demis ki Zerrin'cigim "Iste ogluma es olacak gelini buldum!". Ama sonra Lokum'un aslinda Ferhunde oldugu ortaya cikmis. Hem oksanmayi sevmiyor hem de Bal'la iyi gecinemiyorlarmis. Yalniz Ferhunde benzetmesi bana ait degil yani, belirtmek isterim. Burdan Zerrin'cigimin Yaprak Dokumu izledigini de anlamis oluyoruz.

Ruffles Originals'in arkasinda "En eski sorfculere ait hiyerogliflerin (MO 1500) Hawaii'de bir magarada bulundugunu biliyor muydun?" yaziyo. Gercekten oyle mi?

Ekim 06, 2010

ona yanlış yapana dermiş "madafaka" !

Abi, çok saçma değil mi? 

Ben hiç bir Türk evladının herhangi bir "yamuk" durumunda madafaka diyeceğini zannetmiyorum. Daha doğrusu hayal edemiyorum. Mesela ben çok küfrederim; ama şu yaşıma kadar hiç sinirlenince "madafaka" demedim. Küfür dediğin çirkin bi şey ama, bi' üslûbu var sonuçta. Hep bir Amerikan dizileri ve filmleri etkisi var aslında. Merak etmeyin "gizli güç Amerika, her şeyin altında o var aslında, bunlar hep Amerika'nın oyunu" demeye getirmiyorum. Ama çok üzücü değil mi ya? Şimdi rap dediğin çok küfüre dayalı bi' şey; sonuçta adamlar sinirli ama çok havalı oldukları içim "ananıskiyim, orospu" falan demiyolar, "madafaka, biğç" falan diyolar yani. Sizi bilmem ama ben bunu ciddi bir havalılık göstergesi olarak algılıyorum. Bi' de hazır konu Amerika'nın etkisiyken bi' şey de daha söylemek istiyorum: Hani bu west coast east cost falan var ya, basketbolda falan da var hatta, ama rap müzik dedikleri şeyde o geçmişte kalmış aslında. Yani artık öyle bi fight durumu yok. Ben böyle onların el haraketlerini falan da öğrenmiştim, yapıyodum falan. Ama sonra artık onların bi' numarası olmadığını öğrenince çok üzülmüştüm. Bi' tek Snoop Dogg west coast falan diye bağırınıyomuş hala. Dedim ki ben de kendi kendime o benim halimden anlar. Telefaon açtım konuştuk falan. O da çok dolmuş tabi, biz yılların rapperları gangstaları olarak çok dertliyiz şu aralar. Ağladı falan, Katy çok kaprisliymiş falan onları anlattı. Çok üzüldüm, garibim ya.

Şimdi sabah sabah nerden esti böyle rapper ayağı falan diye soracak olursanız, bi' arkadaşım var, kendisi çok ağır rapper. Ama yani kayıt alıyo falan yani, öyle ağır, ciddi bi' iş bu onun için. Neyse işte artık nerden aklıma geldiyse "ne yazıyolar da söylüyolar oolum bunlar" falan deyip myspace adreslerine girdim işte. Başlık da onlara ithafen zaten. Şarkılardan birinde geçiyodu. Yine başa dönüyorum ama, ABİ sizce de çok saçma değil mi?! Arkadaşım X duymasın ama, valla çok samimiyetsiz bi' laf ya. Neyse gün gelir de burayı okursanız X ve M gerçekten özür diliyorum ama, Türkçe küfredin abi siz de. Bu arada, M, seni çok seviyorum. Bil yani yavrum.

Cuma günü sayın babacığımın doğum günü. Çok güzel hediyeler almıştım, paket hazırlamıştım hatta. Ama dün akşam öğrendim ki doğum günü planlarına ben dahil değilmişim. Babamın haberi yok tabi ona sürpriz olacak ama, Gül yine de beni hiç bi' şeye dahil etmeyi düşünmemiş. Şimdi pek sorun etmiyorum ama, şaka maka çok üzüldüm yani. Böyle koydu bi' bu olay bana ya. Tabi hemen Gizem'i aradım. Ağladım ağladım böyle, bi' de konuşurken ağlayınca ben çok hıçkırıyorum ya çok komik oluyo, insanlar fark ediyo mu bilmiyorum da yani, dudağım büzülüyo falan böyle. "Znt ağlıyor izle video hd zNt "  ÇOK YAKINDA! Neyse işte düşündük taşındık, Gül'ün çıkışına gidip bi' ayar çekmeye karar verdik. Çünkü Gizem "Bu Gül de fazla oluyo artık yea" dedi. Sanırım sonra Gül'ü öldürüp eve gelip yemek falan yicektim. O an ağladığım için tam hatırlayamadım şimdi ama bi an düşündüm de NE ALAKASI VAR OOLUM?!

Şimdi gidip kendime Wienerwald'dan parmesanlı tavuk sipariş vereceğim. Yalnız nasıl Wienerwald nasıl okunuyo bilmiyorum ve bu beni çok üzüyo.

Ekim 04, 2010

"Eskiden limonluklar da varmis ama simdi hepsi yikilmis."

Dun aksam, saat henuz yedi bile degildi ve ben uyudum. Odam bir gram olsun gunes almadigi icin evde kalin pijamalarimla dolasiyorum. Malum, ev sahibi ne zaman kaloriferleri yakacak kadar soguk oldugunu dusunurse o zaman odam isinmaya baslayacak. E tabi hal boyle olunca "Ben biraz uzanicam yeaa" deyip yataga girdigim and uyudum. Simdi su donarak olenleri cok iyi anliyorum. Soguktan uyuyakaldim, cocuklar! Bence daha otesi yok. Deprem olmus onu bile hissetmedim. Olum boyle bi' sey; deprem oldugunu bile hissetmiyorsun.

Simdi giyinip hazirlanip okula gitmem gerekiyor. Ama sorun bakalim bi' hic istiyo muyum? Sorun hadi, cekinmeyin. Sorsaniza! Hic istemiyorum, cocuklar. Hem de hic. Yapmam gereken odevlerim oldugunu bile unutmusum. Yanlis anlamayin okulu sevmedigimden degil. Her sey biraz cok yorgun olmakla alakali. Ben 14 saat uykunun ardindan bile cok yorgunum. Cunku okul demek, bolca ergenle yapay iletisim demek. Cok iyi insanlar, herkesi, okulumu ve -istisnalar haric- ogretmenlerimi cok seviyorum. Ama hic biri ben-den degil. Anladiniz mi? Tabii ki anladiniz. Kimseyle evrimi falan tartismak degil istedigim. Sadece daha ben-ce seyler paylasmak istiyorum. Arkadasliklarimin tarzi olsun istiyorum. "kulagima ne guzel gelirse dinlerim" arkadasligi degil de "ben jazz konusunda obsesifim" arkadasligi istiyorum.

Kardees, bana ordan en klisesinden bi' tane bff versene.

Ekim 03, 2010

"sana ve Jennie'ye ragmen nihayet disari cikabildim" dedim.

Cok konustugum herkes tarafindan bilinen bir gercektir. Ama kendi kendime konustugumu bilenlerin sayisi bi ayagin parmaklarini gecmez. Ayni evde yasadigim icin sayin babacigim ve esi biliyor tabii, annem de daha once onunla yasadigim icin biliyor. Iki arkadasimin da bildigini varsayarsak... Bes etti, diigmi? Yalniz kaldigimda, tuvalette ve ozellikle dusta belirli senaryolar uzerine ikili konusmalar yaparim. Tabi etrafimda insanlar olunca bu isi icerden yurutuyorum.

Bazen aklima o kadar guzel seyler geliyor ki sonra hatirlamadigim icin cok uzuluyorum. Ama elimde olan bir sey degil. Cocuklar, ben SUREKLI ne dusundugumu unutuyorum! Babamin anneannesi alzheimerdan olmustu. Babam hep, "Hepimizin sonu oyle olacak" der. Henuz cok genc oldugumu hatirlatmak isterim, ayrica cevizi cok severim. Kuru uzum de cabasi.

Buraya gecen yil tasindim. Burasi Istanbul. Ilk zamanlar, sevgilimden de ayrilmis olmanin da korukledigi bir ruh haliyle, kendimi bosanip baba evine donmus 25'lik gibi hissediyordum. Sonra gecti. Simdi kendimi daha cok "isleri yoluna koyasiya kadar arkadasta kaliyo" gibi hissediyorum. Arkadas burda babam oluyor tabi.

Iletisim yayinlarinin '93 basimi cep kitaplarini bileniniz vardir mutlaka. Felsefe iceren, bol psikoloji yardimli, bir nevi ruh hastaliklari romanlari gibidir. Kitaplar genelde, psikaytrik duzeyde bir hastanin gunlukleri halindedir. Iste Sari Duvar Kagidi da o kitplardan biri. Charlotte Perkins Gilman tarafindan yazilmis. Blog icin adres dusunurken dusunurken bu aklima geldi. O kitabi surekli okurum. -ne anlattigini soylemeyecegim, okuyun!- Sonumun kitaptaki kadin gibi olmasini istemedigim icin, blog yazmaya karar verdim. Birilerinin okuyup okumamasi onemli degil. Ben yine de kaydetmeliyim. Dedigin gibi, cocuklar, ben SUREKLI ne dusundugumu unutuyorum!



cokkucuknot: benim bilgisayarim yok! Bunlari iPad'den yaziyorum, bu nedenle Turkce karakter kullanmakta sorun yasiyorum. Sonra demedi demeyin!